TUTUKLAMA (TUTUKLULUK) SÜREYLE SINIRLI MIDIR?

Bu konuda ilk söylenmesi gereken husus şudur:
Tutukluluk süresinden söz edildiği zaman, şüpheli hakkında tutuklama kararı verilmiş, kişi hakkında tutuklama kararı uygulanmış ve bir tutukevine konulmuş
olması söz konusudur. Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresi en çok bir yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hallerde gerekçeleri gösterilerek altı ay daha uzatılabilir.
Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez. Uzatma kararları, Cumhuriyet savcısının, şüpheli veya sanık ile müdafinin görüşleri alındıktan sonra verilir. Ancak millet ve devlete karşı suçlarda, devletin güvenliğine karşı suçlarda, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlarda, milli savunmaya karşı suçlarda, devlet sırlarına karşı suçlar ile casuslukta,
tutukluluk süresi soruşturma evresinde, en çok bir yıl altı aydır. Bu sure, gerekçesi gösterilerek altı ay daha uzatılabilir.

TUTUKLAMANIN TEMEL İLKELERİ NELERDİR?

Tutuklamanın temel şartı, kişinin suçu işlediği konusunda kuvvetli suç şüphesinin varlığıdır. Suç şüphesinin kuvvetini deliller belirler. Deliller ne denli güçlü olursa, suç şüphesi de o kadar güçlü olur. Bu husus her olayın özelliğine göre değişir.
Tutuklama kararı için CMK’da belirli nedenler öngörülmüştür. Bunlar, kaçma şüphesi ve delilleri karartma (delile ulaşmayı önleme ya da delili bozma) olarak belirtilir. Tutuklama kararı verilebilmesi için CMK’da belirli suçlar sayılmıştır. Bunlara “katalog suçlar” denilir. Katalog aslında yasada sayılan suçların listesidir. Bu suçların varlığı halinde, kaçma şüphesi var sayılır. Bu listede yer alan suçlar önemli suçlardır, çünkü bu suçların cezaları ağırdır.

TUTUKLAMA KARARINI KİM VERİR?

Tutuklama kararını Hakim verir. Bunun istisnası yoktur. Bu Hakim soruşturma aşamasında(kamu davası açılmadan önceki evre) Sul Ceza Hakimidir.
Son soruşturmada tutuklama kararını mahkeme verir. Mahkeme Asliye Ceza mahkemesi ise, yargıç bu mahkemede görev yapan Hakimdir.
Son soruşturma bir Ağır Ceza Mahkemesinde (ACM) yapılıyorsa, kararı mahkeme verir. ACM, bir başkan iki üyeden kuruludur. Tutuklama kararı bu mahkemede oy birliğiyle verilebileceği gibi, oy çokluğuyla da verilebilir.
Kanun yolu aşamasında istinaf ya da temyiz kanun yolunda, istinaf yargılaması Bölge Adliye Mahkemesinde yapıldığı için bu mahkemece verilir. Tutuklama kararı
bu mahkemede oybirliğiyle verilebileceği gibi, oy çokluğuyla da verilebilir.
Temyiz yargılaması Yargıtayda yapılır. Dosyanın incelendiği dairede (Yargıtayın bölümleri böyle anılır) yukarıdaki ilkeye göre verilir.

TUTUKLAMA NEDİR?

Tutuklama, bir yargıç kararıyla anayasada ve yasada belirtilen koşulların gerçekleşmesi ile, bir kişinin henüz suçluluğu hakkında kesin karar verilmeden önce, özgürlüğünün kaldırılmasıdır. Tutuklama kişi özgürlüğünü en ağır biçimde sınırlandıran bir önlem olması nedeniyle, ancak yargıç kararıyla uygulanır. Türk hukukunda bunun istisnası yoktur. Başka bir makam ya da kişi tutuklama kararı veremez.
Hakkında tutuklama kararı verilen kişi ele geçirilir ve tutuk evi adı verilen ve genellikle cezaevlerinin bir bölümü olarak yapılan yerlerde tutulur. Hakkında tutuklama kararı verilen kişiye “tutuklu”, bu kişinin içinde bulunduğu hukuki duruma da “tutukluluk” denir. Anayasamız 19 uncu maddesinde tutuklamanın ancak
yargıç kararıyla mümkün olduğunu belirtmekte ve kavramı daha da yakından ele alarak tutuklama nedenlerinden ve hakkında tutuklama kararı verilen kişilerin yargıç önüne çıkarılmalarından da söz etmekte ve bu konuda ilkeleri belirtmektedir. Anayasanın bu denli kurallar koyması, kişinin hak ve özgürlüklerinin sınırlandırılmasının, ceza yargılaması amacıyla bile olsa, güvence altına almak istemesi olarak nitelenebilir. Tutuklamanın ağır bir önlem olması, buna ancak zaruri
durumlarda başvurmayı zorunlu kılar. Bu nedenle bu noktada “orantılılık” ilkesi hatırlanmalıdır. Bu bakımdan tutuklamanın amaçlarına başka önlemlerin uygulanmasıyla ulaşılabilecek olan durumlarda, tutuklama önlemi uygulanmamalıdır.
Tutuklama koşulları anayasalarda ve yasalarda belirtildikten sonra, yargıca tutuklama kararı vermek mecburiyeti yüklenirse, tutuklamanın mecburiliğinden söz edilir. Aksine tutuklama koşulları gerçekleşmiş olmasına karşın, yine de son takdirin yargıca bırakıldığı durumlarda, tutuklamanın ihtiyari olduğu söylenir. Tutuklama bir ceza yargılaması önlemi olarak hem gerçeği bulmaya yardım eden ve hem de kararların uygulanmasını sağlamayı hedef alan bir önlemdir.
Bu bakımdan tutuklamanın üç amacı vardır: Birinci amaç, sanığın yargılama sırasında el altında bulunmasını sağlamaktır. Sanığın kaçmasının mümkün olduğunu gösteren kuvvetli olguların bulunduğu durumlarda, tutuklama yapıldığında, bu amaç ön plana çıkmıştır.
İkinci amaç ceza yargılaması organlarının yargılama konusu olayı ve buna ilişkin olguları sağlıklı biçimde saptamalarını sağlamaktır. Sanık “delilleri karartma” (Türk ve Alman ceza yargılaması hukuku öğretisinde, “delilleri karartma” olarak adlandırılan bu kavram yasada belirli haller sayılarak formüle edilmiştir.
Tutuklamanın üçüncü amacı, cezanın yerine getirilmesini sağlamaktır. Verilen karar kağıt üzerinde kalacak olduktan sonra, yargılamaya gerek yoktur.
Bunun önüne geçmek için sanık tutuklandığında, üçüncü amaca ulaşmak istenmiş olur. Tutuklama ile ilgili bir başka sorun da, bir sanık hakkında tutuklama kararının her eylem için ayrı ayrı verilip verilmeyeceğidir. Özellikle tutuklama kararının uygulandığı ve sanığın tutukevine konulduğu durumlarda, buna gerek olmayabileceği akla gelebilir. Fakat kanımızca sanığın her eylemi için ayrı tutuklama
kararı verilmesi pratik amaçlara uygundur. Sanık hakkında verilmiş olan bir tutuklama kararı kaldırıldığında ya da sanık beraat ettiğinde, bir başka suçtan tutuklu olup olmadığının bilinmesi yerinde olur. Hatta sanık bir suçundan ötürü cezasını çekmekte olsa bile, yine de bir başka suçtan ötürü tutuklama kararı verilmelidir. Uygulamada bu sonuç göz önünde bulundurularak işlem yapılmaktadır.

1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız (Oylama Yapılmadı)
Loading...

TUTUKLAMA NEDİR? ŞARTLARI NELERDİR?

Tutuklama, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenen koruma tedbirlerinden olup, şüpheli ya da sanığın hükümden önce özgürlüklerinin hâkim veya mahkeme kararı ile kısıtlanmasını sağlayan bir koruma tedbiridir.

Tutuklamanın şartları;

Kuvvetli suç şüphesi
Tutuklama nedenlerinin varlığı
Kaçma şüphesi
Delilleri karartma şüphesi
Yasal karineler
Tutuklama yasağının bulunmaması
Muhakeme şartının gerçekleşmesi
Sanığa güvence belgesi verilmemiş olması
Orantılılık
Hâkim veya mahkeme kararı sıralayabiliriz. Tutuklama, bir tedbir olup, öne çekilmiş bir ceza değildir. Bundan ötürü, tutuklama kararı verilirken, verilen tutuklama kararının öne çekilmiş bir ceza olarak uygulanıp, masumiyet karinesini ihlal edilip edilmediğinin denetimi, tutuklama kararlarının gerekçesi ile mümkündür.

Ülkemizdeki tutuklama uygulaması, tutuklamanın hukuki niteliğinin tamamen göz ardı edilmesi, tutuklamaya “ön ceza” veya “yargısız ceza” işlevinin tanınması şeklinde olmaktadır. Yargılamanın makul sürede bitirilememesi ile tutuklama süresinin makul olmaması arasında bir sebep-sonuç ilişkisi meydana gelmektedir. Bu durumun kamuoyunda yargıya güveni azalttığı kuşkusuzdur.

Whatsapp ile ulaşın bize
Whatsapp'a gönder

Bu Sayfadaki İçeriği KOPYALAYAMAZSNIZ !!!