İSTİHKAK DAVASI (BORÇLU TARAFINDAN AÇILAN)

Kendisine istihkak talebinde bulunmak imkanı verilmemiş olan üçüncü şahıs, haczedilen şey hakkında veya satılıp da bedeli henüz alacaklıya verilmemişse bedeli hakkında, hacze ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde, tetkik merciinde istihkak davası açabilir. Aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder. Bu halde davacının talebi üzerine merci hakimi takibin talik edilip edilmemesi hakkında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 96 ve 97. madde hükümleri çerçevesinde acele karar vermeye mecburdur. Bu karar diğer taraf dinlenmeksizin de

verilebilir.

Haciz, icra takibinin yapıldığı yerde konulmuş ise üçüncü kişi veya alacaklı yanca istihkak davası icra takibinin yapıldığı yerde açılabilir.

Haciz, takip icra dairesinin talimatı üzerine (istinabe yolu ile) başka bir icra dairesine konulmuş ise üçüncü kişi veya alacaklı yanca istihkak davası hacizli malın bulunduğu yerde açılabilir.

Üçüncü kişi veya alacaklı yanca istihkak davası, yasada ayrıca öngörülmüş olmadıkça, davalının ikametgahı mahkemesinde açılabilir. (Taşınmazlara ilişkin istihkak davası ile iflastaki istihkak davası istisnalara örnek olarak sayılabilir.)

Haczi uygulayan talimat icra dairesinin bulunduğu yer ile hacizli malın bulunduğu yer, hatta takip yerinin ayrı ayrı olması halinde yalnız üçüncü kişi tarafından istihkak davası hacizli malın bulunduğu yerde açılabilir.

İstihkak davası neticelenmeden mahcuz mal paraya çevrilmiş bulunursa merci hakimi işbu bedelin yargılama neticesine kadar ödenmemesi veya teminat karşılığında veya halin icabına göre teminatsız derhal alacaklıya verilmesi hususunda ayrıca karar verir. Mal satılıp bedeli alacaklıya ödenmişse istihkak davası değil, borçluya karşı sebepsiz zenginleşme davası açılabilir.

İstihkak davasına genel hükümler çerçevesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılır.

Mahcuz eşya ile ilgili olarak icra memuruna dermeyan edilen iddiada üçüncü şahıs ve borçlunun birleşmeleri alacaklıya müessir değildir. Üçüncü şahsın bu iddiasını ispat etmesi lazımdır. Ancak üçüncü şahsın mahcuz eşyanın kendisinin mülkü veya kendisine merhun olduğu hakkındaki iddiasının borçlu tarafından kabulü kendi aleyhine delil teşkil eder ve ileride bu ikrara aykırı hiçbir iddiada bulunamaz.

Bir menkul malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların menkul malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılanlar veya örf ve adet, sanat, meslek veya meşgale icabı olanlar bunların farz olunur. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia eden kişiye düşer.

İstihkak davacısı malı ne suretle iktisap ettiğini ve borçlunun elinde bulunmasını gerektiren hukuki ve fiili sebep ve hadiseleri göstermek ve bunları ispat etmekle mükelleftir. İstihkak davasında ispat bakımından herhangi bir delil sınırlaması bulunmamaktadır. Hakim yemin teklif edebileceği gibi tanık da dinleyebilir ve delilleri serbestçe takdir eder.

İstihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunur.

Davanın reddi hakkındaki karara karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran istihkak davacısı icra dairesinden 36 ncı maddeye göre süre isteyebilir.

İstihkak davası sabit olur ve istihkak iddiasına karşı itiraz eden alacaklı veya borçlunun kötü niyeti tahakkuk ederse haczolunan malın değerinin yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere itiraz edenden tazminat alınmasına asıl dava ile birlikte hükmolunur.

Koca aleyhine yapılmış bir hacizde karı şahsi malları üzerindeki haklarını kendisi takip edebilir.

İstihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 11 inci babı hükümlerine dayanarak ve geçici veya kesin aciz belgesi ibrazına mecbur olmaksızın mütekabilen iptal davası açabilir.

İstihkak davaları süratle ve diğer davalardan önce görülerek karara bağlanır.

İstihkak davası sonucunda verilen kararlar kesin hüküm teşkil eder. Dava devam ederken haciz kalkarsa dava konusuz kalır. Verilen kararlar temyiz edilebilir. Borçlunun itiraz etmemesi nedeniyle davalı tarafta gösterilmemesi halinde hüküm onun hakkında kesin hüküm oluşturmaz.

Dava reddedilirse haciz kesinleşir. Daha önce haczin ertelenmesine karar verilmişse davacı aleyhine tazminata hükmedilir. Bu tazminata karar verilmesi için talepte bulunulması gerekmez.

Dava kabul edilirse mal üçüncü kişinin hakkı saklı kalmak kaydıyla haczolunur. Mülkiyet hakkı varsa haciz kalkar ve yüzde onbeş tazminata hükmolunur. Haksız hacizden doğan gerçek zararların tazmini genel hükümler çerçevesinde istenebilir

Whatsapp ile ulaşın bize
Whatsapp'a gönder

Bu Sayfadaki İçeriği KOPYALAYAMAZSNIZ !!!