BANK ASYADA Kİ MUTAD HAREKETLER NEDENİ İLE CEZA VERİLEMEYECEĞİ NEDENİ İLE BOZMA

YARGITAY 3. Ceza Dairesi         2021/7902 E.  ,  2021/9767 K

“İçtihat Metni”

İNCELENEN KARARIN;
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK’nın 3713 sayılı TMK’nın 5/1, TCK’nın 62, 53,
58/9 maddesi delaleti ile 58/6, 63. maddeleri uyarınca
hükmedilen hapis cezası
Temyiz edenler : Sanık ve müdafii

Bozma üzerine İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK’nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi bağlamında sanığın örgüt yapılanmasındaki konumu, örgütte kaldığı süre, faaliyetlerinin mahiyet, yoğunluluk ve çeşitliliği meydana gelen zarar ve tehlike ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı göz önünde bulundurularak, fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun adil bir cezaya hükmedilmesi gerekirken,
Bank Asya nezdindeki mutad hesap hareketlerinin müsnet suç yönünden delil ya da örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilmeden teşdinin derecesinde yanılgıya düşülecek dosyaya özgülenmemiş yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi,
2- Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanık hakkında verilen hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak doğrudan ve yalnızca TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde 58/6 maddesinin yazılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

BANK ASYA BERAAT BOZMA KARARI 1

3. Ceza Dairesi         2021/1943 E.  ,  2021/9688 K.

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma


Hüküm : 1- Sanık …un CMK’nın 223/2-e ve sanık …’ın 223/2-b gereğince beraatlerine,
2- Sanık …’ın TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 53, 58/9, 63,
3- Diğer sanıkların TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63, maddeleri gereğince mahkumiyetlerine dair, sanıklar … ve … yönünden istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddi, diğer sanıklar yönünden istinaf başvurularının esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Ceza süresi yönünden yasal şartları oluşmadığından; sanıklar …, …, …, …, … ve … müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin CMK’nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,
A- Sanıklar …ve … yönünden kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Oluş, dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanıklar hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Sanık …hakkında, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması; sanık … hakkında ise yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
B- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … yönünden kurulan mahkumiyet hükümlerinin; sanıklar …, … ve …
…in Bank Asya nezdindeki mutad hesap hareketlerinin, sanık …’ın örgüte müzahir Zaman Gazetesi’ne abone olmasının, sanık …’nin çocuğunu örgütle iltisaklı okula göndermesinin örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği belirlenerek yapılan incelenmesinde;
Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmaksızın CMK’nın 280/1-a maddesine aykırı olarak, sanıklar … ve … hakkında TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde İlk Derece Mahkemesi hükmüne göre alt sınırdan daha az uzaklaşılarak hüküm kurulması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Tüm dosya kapsamı gözetilerek diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, sanıklar … ve …’nin ByLock kullanıcıları olduğunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanaklarının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili görülmemiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar …, …, …, … ve … ile sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
C-Sanıklar …, …, … ve … yönünden kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1- Sanıklar …, … ve … yönünden;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında “ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olduğu”nun kabul edildiği dikkate alınarak;
a. Sanık … yönünden;
Somut olayda sanığın ByLock kullanıcısı olup olmadığının atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, öncelikle sanık hakkında ByLock tespitinin olup olmadığının belirlenebilmesi için ilgili birimlere yeniden yazılması, tespiti halinde ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya getirtilmesi, ayrıca mahkeme kabulüne esas alınan Bank Asya hesap hareketlerine ilişkin hesap hareketlerini gösterir banka kayıtlarının getirtilmesi, gerekirse bilirkişi incelemesi yapılarak sanığın örgüt liderinin talimatı üzerine ve örgüt yararına katılım hesabı açıp açmadığı, hesaplarında artırma yapıp yapmadığının belirlenmesi, yine UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında sanık hakkında bilgi ve beyan olup olmadığı araştırılarak varsa beyanların aslı veya onaylı suretleri getirtilmesi, gerekirse tanık olarak dinlenilmelerinin sağlanması ve tüm bu delillerin CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yetersiz belgelere dayanarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b. Sanık … yönünden;
Somut olayda sanığın ByLock kullanıcısı olup olmadığının atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, öncelikle temyiz aşamasında dosya kapsamına alınan 496317 ID numaralı ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının, gerekirse dosya kapsamında temin edilen başka dosyada yargılanan …isimli sanığın tespit ve değerlendirme tutanağı ile karşılaştırarak CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yetersiz belgelere dayanarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
c. Sanık … yönünden;
Oluş, mahkeme kabulü ve dosya kapsamı nazara alındığında; sanığın ByLock kullandığı tespit edilen 05455690020 numaralı GSM hattını ilk ifadesinde hakkında Kilis 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından mahkumiyet hükmü kurulan Osman Öner isimli şahsa vermek amacıyla çıkarttığını söylemesi karşısında, söz konusu hattı kullanıp kullanmadığının tespiti amacıyla öncelikle hatta ilişkin baz dökümlerini içerir HTS kayıtlarının getirtilmesi ve bu kayıtlara ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılarak bu hattın sanık tarafından kullanılıp kullanılmadığının ve CGNAT bilgileri ile uyumlu olup olmadığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi, yine Osman Öner’e ait yargılandığı dosyadan iddianame, aşama beyanları ve mahkeme gerekçeli kararı getirtilerek, gerekirse ifadesine başvurulduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yetersiz belgelere dayanarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sanık … yönünden;
Suç tarihi itibariyle örgütsel bağını ortaya koyan herhangi bir kod adı veya örgütsel iletişim ağı kullandığı saptanamayan, kendi savunmasında da örgütün görünen yüzü ortaya çıktıktan sonra sohbetlere gitmediğini, bağlantısını kestiğini söyleyen sanık hakkında, 2013 yılı sonrasında sohbetlere devam ettiğinin her türlü delil veya tanık ifadeleriyle saptanamaması karşısında öncelikle şahsına ait ve kabule esas alınan Bank Asya hesap hareketlerine ilişkin hesap dökümlerinin getirtilmesi, gerekirse kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak örgüt liderinin talimatı ve örgüt yararına katılım hesabı açıp açmadığı, hesabında artırım yapıp yapmadığının tespit edilmesi, savunmasında kredi çekmek için Eylül 2014’te hesap açtığını beyan etmesi karşısında sanığın kredi başvurusu olup olmadığı da gözetilerek örgüt liderinin talimatı üzerine ve örgüte yarar sağlamak amacıyla Bank Asya’da katılım hesabı açtığının belirlenmesi halinde sanığın dosya kapsamına yansıyan eylemlerinin örgüte yardım suçunu oluşturacağı, şayet örgütle iltisaklı Bank Asya’daki hesap hareketlerinin rutin olması durumunda ise; örgütün görünen yüzü ortaya çıktıktan sonra örgütle hiyerarşik bağ yapısına girdiğine dair dosyaya yansıyan süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylemleri bulunmayan sanığın beraati yerine mahkumiyetine yönelik yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmekle, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebepten dolayı hükmün CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



BANK ASYA+DERNEK BERAAT

T.C.
AYDIN
3. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

BERAAT

DOSYA NO :
KARAR NO :
C.SAVCILIĞI ESAS NO :

GEREKÇELİ KARAR
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
C. SAVCISI :
KATİP :

DAVACI : K.H.
SANIK :
VEKİLİ : Müdafii Av. ORÇUN AKBULUT, Efeler/ AYDIN
SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
SUÇ TARİHİ : 08/02/2018
SUÇ YERİ : AYDIN/MERKEZ
KARAR TARİHİ : 19/02/2020

Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının yukarıda numarası belirtilen iddianamesi ile mahkememize dava açılması üzerine mahkememizce yapılan açık yargılama sonunda aşağıdaki karar verildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Sanık hakkında Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının 31/01/2019 tarih ve 2019/1207 Soruşturma sayılı iddianamesi ile Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan eylemine uyan Türk Ceza Kanunu 314/2 md. , 53.maddeleri Terörle Mücadele kanunu 5.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle mahkememize kamu davası açılmış, 2019/72 esas sayısına kaydedilmiş, sanık hakkında verilen Mahkememizin 28/06/2019 tarih ve 2019/72 Esas sayılı kararı temyiz edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi’nin 19/12/2019 tarih ve 2019/2056 Esas 2019/1608 Karar sayılı bozma kararı üzerine, dosyanın mahkememizin 2020/12 Esas sırasına kaydı yapılarak, bozma ilamında belirtilen müdafii eksikliği giderilerek dosya incelendi.
İDDİA MAKAMI MÜTALÂASINDA: Yapılan yargılama neticesinde toplanan delillerden sanığın bank asya kayıtları incelendiğinde 17-25 Aralık 2013 tarihi öncesinde ve sonrasında bank asyadaki işlemleri devam ettiği, örgüt liderinin talimatı sonrası katılım hesabı açtığı, Efeler İlçesi Zafer Mah. 135 Ada 6 Parsel numaralı taşınmazın muvazaalı olarak sattığı dosyada mevcut diğer belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde sanığın Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçunu yardım kapsamında işlediği sübuta ermekle sanığın 3713 sayılı TMK’nun 7/1 maddesi delaleti ile 5237 sayılı TCK’nun 314/2, 220/7, 3713 sayılı TMK’nun 5/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına, işlemiş olduğu kasıtlı suçtan dolayı belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına, göz altında ve tutuklulukta geçirilen sürelerin infaz aşamasında verilecek cezadan mahsubuna, söz konusu taşınmazın TCK 54 maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi kamu adına talep ve mütalâa olunmuştur.
SANIK SAVUNMASINDA: “Ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben Fetö/PDY terör örgütü üyesi değilim. Terör örgütüne yardım da etmedim. İddianameye konu edilen arsa satışı ile ilgili benim bilgim yoktur, eşim pazarlığı yapmış, ben sadece tapu müdürlüğünde arsanın eşim benim üzerime yapılmasını istediği için devir işlemi için gittim. Eşi bu arsayı 460.000 TL’ye satın aldı diye biliyorum. Ancak kimden aldı, pazarlığı nasıl yaptı bilmiyorum. Ben bu satışın gerçek satış olduğunu biliyorum. Gerçek satış olmasaydı biz aldığımızda arsanın üzerinde bina vardı, bu binayı yıktık üzerine apart yapacaktık ki o ara eşim tutuklandı. Bundan dolayı yapamadık, yıkım iznini aldık. Suç işleme kastım yoktur. Suçsuzum, ayrıca yazılı savunma dilekçesi sunmuştum o savunmamı tekrar ederim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
TANIK X: “Sanık benim eşim olur. Ben kendim fetö’nün sohbetlerine gidip geliyordum. Ancak eşim gelip gitmemiştir. Onun alakası yoktur. Hatta şuanda da ayrı yaşıyoruz. İddianamede bahsi geçen Zafer Mah. 135 ada 6 parselde kayıtlı taşınmazın üzerinde eski bina vardı. Bu binanın satılacağını piyasadan duydum. Bizde o mahallede inşaat yapıyorduk. Yeri bana uygun geldi. Bu işle X ilgilendiğini duydum. Görüştüm, pazarlık yaptım ve 460.000 TL’ye anlaştık. Ancak arsayı eşimin adına aldım. Zira inşaat işleri ve ticaret işlerimiz eşimin üzerinden yürüyordu. Zira ben ilk başlarda devlet memuruydum. O yüzden eşimin adına ticaret yapıyordum. Ayrıca ben Kurtuluş Mahallesinde bir arsayı Özyurt A.ş.’den almıştım. Onu da 425.000 TL’ye almıştım. Bu satışların tamamı gerçek satıştır. Onun pazarlığını da X ile yapmıştım. Hatta eşimin adına almış olduğumuz binanın yıkımını yaptık, o ara ben tutuklandım, bundan dolayı işlerle ilgilenemedik, akabinde ödemeleri yapamadığımız için hacizler geldi. Tanıklık ücret talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER:
1-Sanık savunması,
2-Sanığın nüfus ve adli sicil kaydı,
3-Bank Asya raporu ve hesap hareketleri,
4-KOM’ dan gelen yazı cevapları
5-Tanık beyanı,
6-03.07.2017 tarihli Vergi Denetim Görüş ve Öneri Raporu ve Aydın Defterdarlığı KHK İşlemleri İl Bürosunun 23.10.2017 tarihli yazısı
7- Tapu kayıtları,
8- Efeler Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğünün 07.03.2019 tarh ve 53488028/02 ilgi sayılı yazısı ve ekindeki Efeler Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 26.04.2016 tarih ve 3977-5471 sayılı Fatma Turan adına düzenlenen yıkım izin yazısı ile taşınmazın güncel durumunu gösterir resimler.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
FETÖ/PDY Terör Örgütünün 15/07/2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin Anayasal Düzenini Karşı silahlı darbe teşebbüsünde bulunduğu, Anayasa Mahkemesi’nin 30/06/2017 tarih ve 30110 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 20/06/2017 tarih 2016/22169 Başvuru numaralı Kararında ayrıntıları açıklandığı üzere ” Yurtta Sulh Konseyi” ni oluşturan kişilerin FETÖ/PDY ( Fethullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması ) üyesi oldukları, Uluslararası Güç Odaklarının da desteği ile esas itibari ile Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış örgüt mensuplarınca bu darbe teşebbüsünün gerçekleştirildiği; Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2017/1383 Esas, 2017/4553 Karar sayılı ilamı, 16. Ceza Dairesi’nin 2017/1443 Esas, 2017/4758 Karar sayılı ilamı ve Milli Güvenlik Kurulu’nun 26/02/2014 tarih ve en son 26/05/2016 tarihli kararı, bu karar içeriklerine göre adı geçen örgütün silahlı bir terör örgütü olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin huzurunu, Ulusal Güvenliğini tehdit eden yapılanma ve faaliyet içinde bulunduğu eğitim ve din alanındaki faaliyetleri ile toplumda meşrutiyet kazanmaya çalıştığı, kadrolarını oluşturduğu, Devletin bütün kurum ve kuruluşlarına sızdığı, örgütün üstte kainat imamı olan fethullah gülen’in elebaşlığında, kıta, ülke, eyalet, il, ilçe, semt, mahalle ve ev imamlarından oluşan dikey bir hiyerarşik yapısının bulunduğu, örgütlenmesinin imamlara bağlı zincirler şeklinde oluştuğu, yöneticisi ve üst kadrosu dışındaki diğer örgüt üyeliğinin bağımsız hücreler şeklinde örgütlendiği, hücrede yer alan bir örgüt mensubunun en fazla bir üst sorumlusunu veya altında bulunan örgüt mensubunu tanıdığı, Bylock adı verilen özel bir haberleşme programının kullanıldığı, örgütün para toplama ve mali kaynak oluşturmak amacıyla yasal görünümlü Bankasya isimli bankayı kurduğu, adı geçen bankanın 17/25 Aralık 2013 sonrası Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından denetim ve takibe alındığı, bankanın mali yönden bu denetimden kurtulması için örgüt lideri tarafından 25/12/2013 tarihinden sonra örgüt üyelerine bankanın desteklenmesi talimatı verildiği, örgüt üyelerinin yasal görünümlü bu bankanın örgüt liderinin talimatı doğrultusunda desteklenmesi cihetine gidildiği; örgüt mensuplarının örgüt liderinin talimatları doğrultusunda örgüt ile iltisaklı eğitim kurumlarına ve dershanelerine çocuklarını gönderdikleri, örgütün hakimiyetinde olan sendikaları üye oldukları, örgütün kontrolünde olan gazete ve dergilere abone oldukları bu faaliyetlerin tamamen örgüt liderinin talimatı doğrultusunda olduğu, örgütün bu şekilde faaliyette bulunduğu Yargı kararları ile Milli Güvenlik Kurulu’nun Kararı ile tespit edilmiştir.
SANIĞIN EYLEMLERİ, DEĞERLENDİRME VE SONUÇ;
İddianamede sanık hakkında, Aydın Defterdarlığı KHK İşlemleri İl Bürosunun 1812.2017 tarihli yazısı ile 04.12.2015 tarihinde satışı yapılan Aydın ili Efeler ilçesi Zafer Mahallesi 135 ada 6 parsel nolu taşınmaz devir işlemi nediyle devir işleminin muvazaalı olduğu, mal varlığını azaltmaya ve mal kaçırmaya yönelik bir işlem olduğu kanaatine varılması, Bank Asya kayıtları, delil gösterilerek Fetö Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan dava açılmış ve iddia makamının esas hakkındaki mütalaasında yardım suçundan ceza talep edilmiş ise de; Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçunun oluşabilmesi için eylemlerin süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik arz etmesi ve örgütün hiyerarşik yapısına dahil olunması, örgüte yardım suçunun oluşması için ise hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda;
Sanığın biber ticareti, inşaat işleri ve mandıra işletmeciliği faaliyetinde bulunduğu, bu işleri sanık adına eşi X takip ettiği anlaşılmıştır.
Aydın Defterdarlığı KHK İşlemleri İl Bürosunun 18.12.2017 tarihli yazısı ile 04.12.2015 tarihinde satışı yapılan Aydın ili Efeler ilçesi Zafer Mahallesi 135 ada 6 parsel nolu taşınmaz devir işlemi nediyle devir işleminin muvazaalı olduğu, mal varlığını azaltmaya ve mal kaçırmaya yönelik bir işlem olduğu kanaatine varılarak suç duyurusu ihbarında bulunulmuş ise de, söz konusu taşınmaz ile ilgili yapılan araştırmadan ve celbedilen tapu kayıtlarından; üzerinde Tuğcu Erkek Öğrenci Yurdu olarak kullanılan bina bulunan taşınmaz örgüte ait Aksiyon Özel Eğitim Kurumları ve Yayıncılık İnşaat Taahhüt Tic. A.Ş. adına kayıtlı iken 04.12.2015 tarihinde tapuda sanık X devredildiği, taşınmazı devralan yeni malik X başvurusu üzerine Efeler Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 26.04.2016 tarih ve 3977-5471 sayılı X adına düzenlenen yıkım izin yazısına istinaden bahse konu yerde yıkım yapıldığı ve şuanda arsa durumunda olduğu ve herhangi bir amaçla kullanılmadığının Efeler Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğünün 07.03.2019 tarh ve 53488028/02 ilgi sayılı yazısı ile Mahkememize bildirildiği, belediyenin yazısı ve ekindeki resimlerden taşınmaz üzerindeki daha önce örgüt tarafından kullanılan Öğrenci Yurdu Binasının devirden sonra yıkıldığı anlaşılmıştır. Sanık savunmasında, inşaat işleri faaliyetinde bulunduğunu, taşınmazı bu nedenle satın aldığını, bedelini ödediğini, alım işlemlerini eşi X takip ettiğini, binayı yıkıp apart daire yapıp satacaklarını, projesini yaptıklarını ancak o dönem eşinin gözaltına alınması nedeniyle işlemlerin yarım kaldığını savunmuş, tanık olarak dinlenen eşi X sanığın savunmasını doğrulamıştır. Tanık X Mahkememizin 2017/167 esas sayılı dosyasında sanık olduğu, etkin pişmanlık kapsamında ifade verdiği, etkin pişmanlık kapsamında 2017 yılındaki savunmasında da dava konusu taşınmaz devir işleminin gerçek bir satış olduğuna, muvazaa bulunmadığına dair beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. Tapu kayıtları, sanığın savunması, tanık X beyanları, Efeler Belediyesinin 07.03.2019 tarihli yazı cevabı içeriği birlikte değerlendirildiğinde ve örgüt tarafından öğrenci yurdu olarak kullanılan binanın devirden hemen sonra sanık tarafından yıktırılması, devirden sonra örgüte herhangi bir şekilde taşınmazın kullandırılmaya devam edilmemesi nazara alındığında taşınmazın devrinin muvazaalı olmadığı kanaatine varılmış, muvazaaya dair her türlü şüpheden uzak kesin delil elde edilememiştir.
Sanığın Bank Asya kayıtlarına ilişkin alınan bilirkişi raporunda ve bank asya hesap hareketlerinde, sanığın 2011 tarihinde bank asya ile çalışmaya başladığı, üye işyeri olarak pos cihazı kullandığı, 15.01.2014 tarihinde 26.500 TL miktarlı katılım hesabı açtığı ve aynı tarihte aynı hesaptan 9.004 TL para çekimi, ertesi gün 10.000 TL, 17.01.2014 tarihinde 6.651,85 TL para çekimi yapılıp 31.01.2014 tarihinde de hesabın tamamen kapatıldığı görülmüştür. Hesap hareketlerinin incelenmesinden sanığın ticaretle uğraştığı, ticaretten kaynaklanan alacaklarının bank asyadaki cari hesabına ödendiği, nitekim 2011 yılından itibaren hesaba yüklü miktarda para giriş çıkışları olduğu, cari hesaba 13.01.2014 tarihinde 65.000 TL(X konut bedeli), 13.01.2014 tarihinde 27.000 TL (X) 14.01.2014 tarihinde 40.000 TL (X besicilik), 16.01.2014 tarihinde 10.000 TL(X Besicilik), 17.01.2014 tarihinde 50.000 TL(X), 17.01.2014 tarihinde 15.000 TL(X), 20.01.2014 tarihinde 25.000 TL (X ), 23.01.2014 tarihinde 20.000TL (X), 24.01.2014 tarihinde 40.000 TL(X), 29.01.2014 tarihinde 20.000 TL (X, 30.01.2014 tarihinde 30.000 TL (X) 31.01.2014 tarihinde 30.000 TL (X), 04.02.2014 tarihinde 25.000 TL (X) tarafından para yatırıldığı, devam eden aylarda da sanığın Bank Asyadaki cari hesabına yüzbinlerce lira para giriş çıkışı olduğu görülmüştür. Sanığın hesabında yüzbinlerce para giriş çıkışı olmasına ve sanığın çok yüksek miktarlarda katılım hesabı açabilecek ekonomik gücü bulunmasına rağmen sadece bir kez ve mevcut para hareketlerine göre cüzi bir miktarda katılım hesabı açılmış olması, bu miktarında aynı gün çekilmeye başlanması ve çok kısa bir sürede hesabın kapatılması, cari hesap işlemlerinin TMSF tarafından bankaya el konulduğu tarihten sonra 04.04.2016 tarihinde kadar devam ettirilmesi, sanığın söz konusu işlemleri eşi X takip ettiğini ve buna ilişkin vekaletinin bulunduğunu savunması, tanık X söz konusu banka işlemlerini kendisinin gerçekleştirdiğini beyan etmesi hususu birlikte değerlendirildiğinde, Bank Asyadaki mevcut işlemlerin rutin bankacılık faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yine sanığın Bank Asyada 2011 yılında açılan altın hesabına, örgüt elebaşısın talimatına denk gelen dönemde de ilave altın yatırıldığı tespit edilmiş ise de, hesabın 2011 yılında açılmış olması ve rutin şekilde her yıl bu hesaba ilave altın yatırılıp çekilmesi, TMSF tarafından bankaya el konulduğu 29 Mayıs 2015 tarihinden sonra dahi altın hesabı açılmış olması hususu nazara alınarak Bank Asyadaki altın işlemlerinin de rutin bankacılık faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Sanığın, örgütle iltisaklı Aydın Sanayi ve İşadamları Derneğinde kaydı bulunduğu tespit edilmiş ise de, sanığın ticari faaliyette bulunduğu banka kayıtlarından da anlaşıldığından sanığın işi ile ilgili Derneğe üye olmasında olağandışılık görülmemiş, sanığın üyelik kaydı dışında söz konusu derneğin örgütsel nitelikteki faaliyetlerine katıldığına ilişkin delil elde edilememiştir.
Tüm bu veriler ve yukarıda yapılan ayrıntılı açıklamalar çerçevesinde; sanıkta örgütün gizli iletişim sistemi bylock programının tespit edilememesi, sanığın örgüt talimatıyla para yatırdığına dair delil elde edilememesi, Bank Asya’daki işlemlerin rutin bankacılık işlemleri kapsamında olması, sanığın örgüte eleman teminine veya yasadışı faaliyetlerine katıldığına, örgütün gayrimeşru amacını bildiği ve örgütle organik bir bağ kurarak örgüt hiyerarşisine dahil olduğuna dair cezalandırmaya yeter delil bulunmaması, sanığın silahlı terör örgütüne üye olduğuna veya yardım ettiğine dair her türlü şüpheden uzak cezalandırmaya yeter delil elde edilememesi ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi dikkate alınarak sanığın CMK’nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine, tapu devrine konu Aydın İli Efeler İlçesi Zafer Mah. 135 Ada 6 Parsel sayılı taşınmazın müsadere talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanığın CMK 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,
2-Yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına,
3-Aydın İli Efeler İlçesi Zafer Mah. 135 Ada 6 Parsel sayılı taşınmazın müsadere talebinin reddine,
Dair, Sanığın yüzüne karşı, C.Savcısının huzurunda, yüze karşı verilen kararın tefhiminden itibaren 7 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe veya tutanağa geçirilmek üzere zabıt kâtibine beyanda bulunmak veyahut da bir başka Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla dilekçe gönderilmek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili ceza dairesince incelenmek üzere İstinaf yolu açık olmak üzere ve mütalâaya aykırı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/02/2020

Başkan 42167
e-imzalıdır
Üye 195802
e-imzalıdır
Üye 194652
e-imzalıdır
Katip 136874
e-imzalıdır

BANK ASYA+TANIK BEYANI BERAAT

T.C.
AYDIN
3. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

BERAAT

DOSYA NO : 2018/XXXXEsas
KARAR NO : 2019/XXXX
C.SAVCILIĞI ESAS NO : 2018/XXXX

GEREKÇELİ KARAR
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
C. SAVCISI :
KATİP :

DAVACI : K.H.
SANIK :
VEKİLİ : Av. Orçun AKBULUT, Merkez/ AYDIN
SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme
SUÇ TARİHİ : 20/02/2015
SUÇ YERİ : AYDIN/MERKEZ
KARAR TARİHİ : 11/11/2019

Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının yukarıda numarası belirtilen iddianamesi ile mahkememize dava açılması üzerine mahkememizce yapılan açık yargılama sonunda aşağıdaki karar verildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Sanık hakkında Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının 22/11/2018 tarih ve 2018/27124 Soruşturma sayılı iddianamesi ile Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme suçundan eylemine uyan TCK’nın 314/2, 220/7, 3713 Sayılı TMK.nun 5/1, TCK’nın 53 Md. gereğince cezalandırılması istemiyle mahkememize kamu davası açılmıştır.
İDDİA MAKAMI MÜTALÂASINDA: Yapılan yargılama neticesinde toplanan delillerden sanık hakkında her ne kadar fetö silahlı terör örgütüne yardım etmek suçundan kamu davası açılmış ise de yapılan yargılama sonucunda sanığın bank asyadaki işlemlerinin eşi tarafından gerçekleştirildiği, bu suretle cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı mahiyette delil elde edilememiş olması esas alınarak sanığın 5271 sayılı CMK’nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur dedi. mütalâa olunmuştur.
SANIK SAVUNMASINDA: “Ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben Fetö/PDY terör örgütü üyesi olmadığım gibi terör örgütüne yardım da etmedim. Örgüt liderinin talimatı nedir onu da bilmem, Fethullah Gülen’i de bilmem, cemaatini de bilmem. Benim bütün para işlerimle eşim ilgilenirdi. Maaş kartım eşimde dururdu. Eşim bankadan maaşımı çeker, borçlarımızı öder, para biriktirecekse biriktirirdi. Ben bankasya’ya yıllar önce hesap açtırırken faizsiz bankacılık olduğu için kendi dini inançlarım nedeniyle açtırmıştım. İmamhatip ve ilahiyat mezunuyum. Evlendikten sonra bütün maaş kartlarım, bankamatik kartlarım hepsi eşimde duruyordu. Kredi kartı da kullanmadım. XXXXXX da il tarım müdürlüğünde ziraat mühendisiydi. O da fetö/PDY iltisaklığından kurumdan ihraç edilmiştir. Benden telefon bilgisayar gibi herhangi bir dijital materyal alınmamıştır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
TANIK BEYANINDA: “Kurumdan çağırıp bazı şahısları bana sormuşlardı. Bana XXXXX ile nasıl tanıştınız diye sorunca bende X hanım ve Xı ile nasıl tanıştığımızı sorduklarında onları tanımadığımı, X hanımın onları tanıdığını, sohbetlerine katıldığını, bazen beni de çağırdığını beyan etmiştim. Ben 2011-2013 yılları arasında tarihini tam hatırlamadığım bir dönemde sanık X ile birlikte çalıştım, o dönemde beni de sohbetlere bir kaç kez çağırmıştı, bunun dışında kendisi ile ilgili bir bilgim yoktur. Beni davet etmişti sohbete ancak ben gitmedim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
TANIK X BEYANINDA: “Sanığın fetö terör örgütüne yardım edip etmediği hususunda bir bilgim yoktur. 2012 veya 2013 yılında 8 hafta ovaeymir Kuran kursunda kendisi ile beraber çalıştık. Ben orada fahri Kuran Kursu öğreticisiydim, sanık kadroluydu. Müftü Yardımcısı X ile X arasındaki tartışma sebebi ile beni çağırdı, ben kendisine sözlü ifade vermiştim. Ancak herhangi bir yazılı evrak imzalamadım. X, X şikayet etmişti diye hatırlıyorum. Tanıklık ücret talebim yoktur ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
TANIK X BEYANINDA: “Ben 2011 yılında Efeler İlçe Müftülüğüne atandım, 2015 yılına kadar beraber çalıştık, sanık da 2011 yılında naklen gelmişti. Yanlış hatırlamıyorsam 2012 yılı içerisinde X ile sanık arasındaki geçimsizlikten dolayı anlaşmazlık yaşandı. İdari olarak soruşturma yaptık, birarada çalışmalarının uygun olmayacağını değerlendirip birini Fatih Kuran Kursuna birisini de yunus Emre Kuran Kursuna atamasını yaptık, herhangi bir disiplin cezası verip vermediğimizi hatırlamıyorum. Sanığın fetö ile ilgili teması olup olmamasıyla ilgili herhangi bir bilgim yoktur Tanıklık ücret talebim yoktur ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER:
1-Sanık savunması,
2-Sanığın nüfus ve adli sicil kaydı,
3-Bank Asya raporu,
4-KOM’ dan gelen yazı cevapları
5-Tanık beyanları
GEREKÇE:
FETÖ/PDY Terör Örgütünün 15/07/2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin Anayasal Düzenini Karşı silahlı darbe teşebbüsünde bulunduğu, Anayasa Mahkemesi’nin 30/06/2017 tarih ve 30110 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 20/06/2017 tarih 2016/22169 Başvuru numaralı Kararında ayrıntıları açıklandığı üzere ” Yurtta Sulh Konseyi” ni oluşturan kişilerin FETÖ/PDY ( Fethullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması ) üyesi oldukları, Uluslararası Güç Odaklarının da desteği ile esas itibari ile Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış örgüt mensuplarınca bu darbe teşebbüsünün gerçekleştirildiği; Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2017/1383 Esas, 2017/4553 Karar sayılı ilamı, 16. Ceza Dairesi’nin 2017/1443 Esas, 2017/4758 Karar sayılı ilamı ve Milli Güvenlik Kurulu’nun 26/02/2014 tarih ve en son 26/05/2016 tarihli kararı, bu karar içeriklerine göre adı geçen örgütün silahlı bir terör örgütü olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin huzurunu, Ulusal Güvenliğini tehdit eden yapılanma ve faaliyet içinde bulunduğu eğitim ve din alanındaki faaliyetleri ile toplumda meşrutiyet kazanmaya çalıştığı, kadrolarını oluşturduğu, Devletin bütün kurum ve kuruluşlarına sızdığı, örgütün üstte kainat imamı olan fethullah gülen’in elebaşlığında, kıta, ülke, eyalet, il, ilçe, semt, mahalle ve ev imamlarından oluşan dikey bir hiyerarşik yapısının bulunduğu, örgütlenmesinin imamlara bağlı zincirler şeklinde oluştuğu, yöneticisi ve üst kadrosu dışındaki diğer örgüt üyeliğinin bağımsız hücreler şeklinde örgütlendiği, hücrede yer alan bir örgüt mensubunun en fazla bir üst sorumlusunu veya altında bulunan örgüt mensubunu tanıdığı, Bylock adı verilen özel bir haberleşme programının kullanıldığı, örgütün para toplama ve mali kaynak oluşturmak amacıyla yasal görünümlü Bankasya isimli bankayı kurduğu, adı geçen bankanın 17/25 Aralık 2013 sonrası Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından denetim ve takibe alındığı, bankanın mali yönden bu denetimden kurtulması için örgüt lideri tarafından 25/12/2013 tarihinden sonra örgüt üyelerine bankanın desteklenmesi talimatı verildiği, örgüt üyelerinin yasal görünümlü bu bankanın örgüt liderinin talimatı doğrultusunda desteklenmesi cihetine gidildiği; örgüt mensuplarının örgüt liderinin talimatları doğrultusunda örgüt ile iltisaklı eğitim kurumlarına ve dershanelerine çocuklarını gönderdikleri, örgütün hakimiyetinde olan sendikaları üye oldukları, örgütün kontrolünde olan gazete ve dergilere abone oldukları bu faaliyetlerin tamamen örgüt liderinin talimatı doğrultusunda olduğu, örgütün bu şekilde faaliyette bulunduğu Yargı kararları ile Milli Güvenlik Kurulu’nun Kararı ile tespit edilmiştir.
SANIĞIN EYLEMLERİ, DEĞERLENDİRME VE SONUÇ;
İddianamede sanık hakkında, Bank Asya kayıtları, delil gösterilerek Fetö Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme suçundan dava açılmış, iddia makamının esas hakkındaki mütalaasında sanığın beraati istenmiştir.
Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçunun oluşabilmesi için eylemlerin süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik arz etmesi ve örgütün hiyerarşik yapısına dahil olunması, örgüte yardım suçunun oluşması için ise hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda;
Sanığın, örgütün finans kurumu Bank Asya ile çalışmasına 17-25 Aralık 2013 sürecinden yani örgüt elebaşısının “bank asyayı destekleyin” talimatından çok önce başladığı, talimattan önce de sanığın bank asyada katılım hesapları açtığı, her ne kadar sanığın bank asya hesabında 11.09.2014 tarihinde 1.200 TL, 15.09.2014 tarihinde 1.500 TL, 18.09.2014 tarihinde 2.000 TL , 20.02.2015 tarihinde 20.000 TL katılım hesapları açıldığı görülmüş ise de sanık savunmasında para işleri ile eşinin ilgilendiğini, bank asyadaki işlemleri kendisinin değil eşi X yaptığını beyan ettiği, tanık sıfatıyla dinlenen eşi X, söz konusu katılım hesaplarını kendisinin açtığını beyan ettiği, bankaya kayyum atandıktan sonra açılan 20.02.2015 tarihli 20.000 TL miktarlı katılım hesabının bankanın yönetiminin TMSF’ye geçtiği 29 Mayıs 2015 tarihinden sonra 21.08.2015 tarihinde kapatıldığı, mevcut delillerin sanığın örgütün talimatı ile bank asyayı desteklemek amacıyla para yatırdığını ispatlamaya yeterli olmadığı anlaşılmıştır.
Öğretmen olan örgüt mensuplarının genellikle örgütün amacı doğrultusunda kurulmuş Aktif Eğitimciler Sendikasına üye olduğu bilinen bir gerçek olup sanığın söz konusu sendikaya üyelik kaydı bulunmadığı da anlaşılmıştır.
Sanığın bylock kaydı bulunmadığı dosya içerisindeki 16.02.2017 tarihli Bylock Sorgu Tutanağından anlaşılmıştır.
Tanık beyanının 17-25 Aralık 2013 sürecinden öncesine ilişkin olduğu, cezalandırmaya yeterli olmadığı, tanık X ile sanık arasında geçmişte sorun yaşandığı savunma tanıklarının beyanları ile anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan hususlar, sanıkta örgütün gizli iletişim sistemi bylock programının tespit edilememesi, örgütün finans kurumu Bank Asyadaki işlemlerinin eşi tarafından yapıldığının savunulması, tanık beyanının bu savunmayı doğrulaması, ötedenberi sanığın katılım hesabı şeklinde işlemler yapması, örgütün çağrısı ile bank asyada işlem yaptığına dair delil bulunmaması, sanığın örgüte eleman teminine veya yasadışı faaliyetlerine katıldığına, örgütün gayrimeşru amacını bildiği ve örgütle organik bir bağ kurarak örgüt hiyerarşisine dahil olduğuna dair cezalandırmaya yeter delil bulunmaması, sanığın savunması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme suçunu işlediğine ve hiyerarşik yapıya dahil olduğuna yönelik her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden, şüpheden sanık yararlanır ilkesi de nazara alınarak CMK’nun 223/2-e maddesi uyarınca sanığın beraatine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanığın CMK 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,
2-Yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına,
3-Sanık kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ye göre 5.450 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine,
Dair, Sanık ve müdafiinin yüzüne karşı, C.Savcısının huzurunda, yüze karşı verilen kararın tefhiminden itibaren 7 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe veya tutanağa geçirilmek üzere zabıt kâtibine beyanda bulunmak veyahut da bir başka Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla dilekçe gönderilmek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili ceza dairesince incelenmek üzere İstinaf yolu açık olmak üzere ve mütalâaya uygun oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/11/2019

Başkan 42167
e-imzalı
Üye 195802
e-imzalı
Üye 189850
e-imzalı
Katip 136874
e-imzalı

Whatsapp ile ulaşın bize
Whatsapp'a gönder

Bu Sayfadaki İçeriği KOPYALAYAMAZSNIZ !!!